Saçmalığın İki Kavramı

hayat üzerine bir iki şey

Çarşamba, Nisan 22, 2009

müspet sorular

Yeniden saçmalamak, fazla duygusal ve klişe olmak ya da ucuz metaforlara bulanmak için, yeniden aşık mı olmak gerekiyor? Ya da ücra köşelere yolculuklar mı yapmalıyım en baştan? Arşive giren onca yazıya bakınca, delilik dönemleri-sıkıntı dönemleri-girdaplar hep öyle anlara denk gelmiş. İyidir, güzeldir; yaşananlar reddedilmez, birikir-yorar ama onlarsız da olmaz işte. Biraz durup dinlenip, saçmalıkları gözden geçirmek; daha sakin biri olma derdine dalıp ya da başka uğraşlar edinip kafayı dağıtmak -sonra onlar kafanı dağıtır fark etmezsin!- iyi gelebilir bünyeye. Eskiyle muhasebe, hep açık veren hesaplar, şimdi ne yapıyor triballeri; intikam almanın hırsı, umursamamanın rahatlığı, hayat güzel klişesi, kendine güven telkinleri; daha ne olsun! Zamanı iyi değerlendirmişim gibi görünüyor. İlk soruların cevapları, sanırım müspet. O vakit beklemek gerek...

Perşembe, Nisan 02, 2009

/home

bir defa ayrıldığımızda hiçbir zaman eskisi gibi olamayacak olan yer, ev. tekrar dönüp bakma olasılığımız hesaplamayı istatistik kurumları bile reddediyor. çünkü herkes farkına varıyor er ya da geç.

hayatlarımız en müthiş ve en boktan zamanlarını geçirdiğimiz mekan, kimi zaman kendi sınırlarını çizdiğimiz dört duvar arası. şöyle ya da bir süre sonra gidiyoruz; içimiz rahat çünkü her zaman dönebileceğimizin farkındayız (en azındna öyle hayal ediyoruz). koşar adımlarla uzaklaştık, çünkü geride kaldığında yakamızı bırakacağını zannediyorduk.

tabi ki herşey değişiyor; duvara astığınız posterler gidiyor öncelikle, bir süre sonra yabacı eşyalar, yabancı insanlar vs. geri döndüğümüzde bizi karşılayan tek şey misafirlik duygusu. o zaman anlıyoruz ki artık buraya ait değiliz. oysa ki başıma ne zaman kötü birşey gelse, dönmek istediğim tek yer orassı. yorganımın altındaki rahat hayat beni bekklemiyor artık, çünnkü nevresim bile yabancı artık.

büyük bir soru bekliyor beni; bir daha böyle bir yere - böyle bir duyguya tekrar sahip olabilecek miyim? çok korkutuyor bu beni dostum. bu yüzden hiçbir zaman doğru düzgün çekip gidemedim. çözmem gereken bir mesele var, yüzleşmem gereken. bilirsin ya içimde her zaman vardır "sıfırdan başlamak", hani hiç beceremediğim, korkaklığımın avcunda debelendiğim arzum.

bir yere gitmek istiyorum.