Saçmalığın İki Kavramı

hayat üzerine bir iki şey

Salı, Eylül 02, 2008

baş dönmesi

bu aralar eski albümleri karıştıryorum, neler neler çıkıyor bir bilsen? Elimi ilk attığım da "bisk"i buldum "strange or funny-haha!". epey riskli bir albüm benim için... ilk dinlediğim günü hatırlıyorum, unutmam mümkün değil. milenyumun ilk yılı, sevgili yılı, biricik; döneüm noktalarımız. yağmurlu bir istanbul sabahına uyandığım önemli bir gün; günüme eşlik eden bir baş ağrısı - baş dönmesi değil. parçaların adlarını uzun bir süre sonra öğrenmiştim, bu japon beyefendi, ah beyefendi aman beyefendi. ajitasyon. "tuning"miş ilk parçanın adı; bildiğin ayar işte.

bu sabah da benzer bir sabah vardı buradalarda. yağmur yoktu ama bende sıkıntısı mevcut idi. yine dinledim bu albümü; ilk dinlediğimde baş ağrıma eşlik eden tuhaf huzursuz bir mutluluk bu sabah yoktu. sadece huzursuzluk eşlik etti ve kötü bir fincan kahve. neden bilmiyorum bu aralar, bu aralar kahveyi gerçekten kötü yapıyorum. bir terslik var ama nerede? konudan uzaklaşmak istiyorum, ama konu beni içine çekiyor bir şekilde.

bu rahatsızlığı dağıtmak için epey yürüdüm, hatta ilk defa galata kulesine çıktım. gerçekten yabancıydım. bir-iki sigara ardından her çıkışın sonuna eşlik eden bir iniş. baş dönmesi, heryerde. kaldrımda düz bir çizgi bile çizemeden, yalpalaya yalpalaya, ona buna çarpa çarpa, tak-tuk, pat-küt, bam bim bom blip! "bisk" kendini hatırlattı yine ve eski baş ağrıları. gripin'in kapağındaki kadın gibi, elim başımda bir sigara daha içiyorum. bu baş dönmesi beni bırakacak mı, eski baş ağrıları? bir iki hap yetmedi, daha fazlası için midem isyan etti.

sonra yine caddelerdeyim, ordan buraya. eski albümlerden biri daha, hep yalnız olduğunu düşündüğüm bir kadın "donna regina"... kapanış ondan geliyor..."drifting around"

"So many streets
In so many big towns
So many faces
Nobody calls my name
People in cars
I don't know the story
So many faces
And nobody knows
That i'm around in one of this big towns
I've been drifting around
Drifting around"

son bilmem kaç yılımın muhabesini yapmak istemiyorum, borçlu hanesi kabarıyor; benim değil, hayatın borcu!