Saçmalığın İki Kavramı

hayat üzerine bir iki şey

Pazar, Haziran 25, 2006

anlam...

hayat yüklediğin anlamlardan ibaret. nesneler sen onlara anla yükledikçe varlar. onlara yaşama şansı vermek senin elinde; hayatının devamı anlam haznenin genişliğinde...

anlamlar tükenince saçmalıklar baş gösterir; belki deayın karanlık yüzün görürsün istemeden. anlam tükenince, anlamsız bir debelenme içindesindir, saçmalık o anda anlamlı gelir.

Pazar, Haziran 04, 2006

pazarlar var...

pazarlar var, dünyanın dört bi yanında, burada bozkırın ortasında ya da lizbon'da dar sokaklarda gölgenin içinde, amsterdam'da, krakow'da sakin, karaçi'de mağarada ha keza beytüşşebab'ta da öyledir, tahran'da kızgın güneşten kaçarken, sau paolo şimdi yağmur altında, pazarlar var orda burda new york ya da nevada'da, birileri kahvaltı yapıyor, kimisi hala sevişiyor bitip tükenmedi, gazata okunuyor, piknik hazırlıkları, birisi karısını kızını dövüyor, diğeri volta atıyor, pazarlar var hayat tüketilmeye devam ediyor, hoşnut bundan...

Cumartesi, Haziran 03, 2006

herkeşin derdi aynı, herkeşin derdi kendine...

evet buradan açıklıyorum; herkeşin derdi aynı: aşk ve para! tabi bu kibarcası... aslı ise düzüşmek ve köşeyi dönmek.

ilk madde; seks: dünyanın her yerinde insanlar onu arıyor veya ondan kaçıyor. kaçmaya çalıştıkça yakalanıyor; her şey ona göre düzenleniyor, yaşamın her anı, evlerin şekiller, iş hayatı, trafiğin akışı.... onu bulmadıkça rahat edemiyor insancıklar, bulduktan sonrası da ayrı bir dert olarak içlerinde kalıyor, atmaya çalışyorlar çıkmıyor; ters tepiyor. öyle olunca insan kendini beceriyor...

ikinci madde, money!: paramız olursa daha iyi sevişebiliriz, daha iyileriyle de. el kamerası, laptop ve son model araba alabiliriz belki de futbol takımı. paran varsa derdin var arkadaş, nereye akıtacaksın o kadar kanı. kendi kanın yetmez, kan dökersin bi de; köşeyi dön ve koş arkana bakma...

"herkesin derdi kendine; herkesin derdi aynı" (toprağınbololsun yavuz).

"tüm isteğim buydu; bazen olmadı bazen oldu..." (cenktaner)