Saçmalığın İki Kavramı

hayat üzerine bir iki şey

Salı, Mart 04, 2008

yol, yolcu, yolculuk, yolculuklar

Yolculuklarımın bittiği noktada yepyeni yolculuklara uzanıyorum. Çok da eğlenceli sayılmaz ama yolda olma fikri pek fena değil. Gerçi şu an zorunlu bir ziyaret gerçekleştiriyormuş gibiyim. Olur ya, belirli gün ve haftaşarın yarattığı ziyaretler, konuşmalar, sayıklamalar ve hatta el öpmeler.

Yaşlı bir adam bugün falıma baktı ve yolculuklarımı onaylayıp beni tekrar yalnız bıraktı: "önünde yollar var...". Peki beybaba, sen sakin sakin sakin sahneyi terket, ben buradan bir yere ayrılmak istemiyorum şimdi. Bir bardak çay kadar ömrü var sabit kalışımın, o yüzden ağır ağır içiyorum kimi zaman, buz gibi oluyor. Biraz daha estetik duruyor kalışlarım, çayı höpürdetmenin zorunluluğun var olmayışında. Hemen gidip bir rize turist çayı alayım da tam olsun bu metaforlar. Turist gibi davranıyorum, bir iki fotoğraf çekip şehrin en bilindik yerlerinde turluyorum.


Hayır, lütfen, buna kendi içine bir yolculuk olarak adlandırmak istemiyorum. Hadi, çıkıp gidelim.

-sir, welcome?
-hadi eyvallah!