Saçmalığın İki Kavramı

hayat üzerine bir iki şey

Salı, Ocak 22, 2008

soğutucu-silici arasında gidip geliyorum, deniyorum en azından...

soğutucu sıkıyorum beymime; oyuna devam edebilmek için-maç sonuna kadar bi idare edersem gerikisi allah kerim! acıyan yerlere iki fıs fıs, işlem tamam; hava sıfırın altında olsa da; çok çalışmaktan hararet yapıyor belli ki arabam. önce silici denedim, şu camları temizlemeye yarayanlardan-küçüklükten beri hep kullanmak istemişimdir; vızzt vızzt çekersin-tertemiz; zaten her şey küçüklükten kalma; her anı sahibine lazım ama yok geçirmiyor, işe yaramadı; kar çok yoğun yağıyordu silecekler yetişmezken silicinin şansı yoktu. durup durup silmek yaramadı; devam etmek lazımdı maça, hah soğutucu diyordum! donduruyor ama kaslar gevşeyince başlıyor ağrı; yaparlar umarım bunun daha uzun süreli kalanını...

"bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
bir yanlışı düzeltircesine açmış;
gelmiş ta ağzımın kenarında
konuşur durur.

bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
güverteleri uçtan uca orman;
aldım çiçeğimi şurama bastım,
bastım ki yalnizlığımmış.

bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
keşke yalniz bunun icin..."
(kullansaydım soğutu ile siliciyi...)-deniyorum en azından, olacak bu şiir, az kaldı bulucam o sen/o son kelimeyi!