Saçmalığın İki Kavramı

hayat üzerine bir iki şey

Pazar, Aralık 09, 2007

mırra

Evlerimizin çok da güvenli olmadığını farkediyoruz, güvenli dediğimiz alanları gözden geçirirken. Nerede olmamız gerektiğine dair bir ipucu ararken çarpışmalardan oluşan deneyimlerimizin arasında, şehrin birçok köşesi çoktan ele geçirilmişken...
-------
Verdiğin selamı almayan kişinin ardından havada kalan elin yalnızlığı gibi; mutluluk sonrası ani ve küçük bir hüzün. Henüz yanımdan geçmişti, koklayabildiğim sadece ceketinin soğuk kumaşıydı, biraz da kendine has esansı. Kulağın altından gömleğin yakasına kadar inen bir parça tene takıldı gözüm. Geçti gitti işte, diğerleri gibi. Buna benzer rüyaları sık sık görürüm, yoksa kabusları mu desek? Onu gördüğümde mırrrrrrr diye bir ses çıkardım, elimde olmadan. Sağolsun Urfalı arkadaşlar hemen mırra getirdiler ve midemi delmesine ramak kala bir sigara içip ruh halimi terkettim. Yaşamak böyle işte, bazen paltonu alıp hemen çıkmak gerekiyor kendine zarar vermeden önce. Çünkü ne yaralanmak isteyecek kadar çarezisizim ne de hergün aynı hüsranı yaşamak hoş birşey. -Demek öyle? -Evet, hergün aşık oluyorum ve bir ton patırtı. Hey özür dilerim, kötü bir intiba bırakmak istemezdim üzerinizde. Ne yapabilirim ki? Yalan söylesem kendimi affetmem, gerçekleri söylesem benden uzaklaşırsınız kaşla göz arasında (ki bu bana göre gerçekten de kısa bir zaman dilimi).