Saçmalığın İki Kavramı

hayat üzerine bir iki şey

Cuma, Mayıs 26, 2006

iki kahve arası

uzun süre sonra kendimi tekrar tanımlamak için çantamı alıp evden ayrıldım. Yeni alınmış bir dergi, sağlık karnesi, gözlük, tütün-kağıt vs. Tabi bir iki şey karalamak için yanıma aldığım bu not defteri. El yazımı özledim, gitgide çirkinleşiyor ne yazık ki... Sanırım bilgisayar klavyesine yenik düşüyorum, ya da çoktan düştüm. Bir ara sürekli ufak tefek kağıtlarla dolu bir dünyada yaşıyordum; aklıma gelen herşey, iki satır cümle yaratıcı yemek tarifleri, telefon numaraları, okunması gereken şeyler...

Daha önce sıklıkla uğradığım sokakları, caddeleri, kafeleri gezdim. Kendini beğenmiş bir sosyolog edasındaydım, ki daha önceleri acemi bir tavırda yapıyordum bu işi. Sanırım nefret ettiğim şey ki çok sıklıkla yaptığım şeydir; hayat üzerine yargılarda bulunmak.

- - - - - - - - - - - - - - - - -

Bütün gün yaptığım şehir içi yolculuğu bile umursamadım. Hiç tanımadığım yerler hakkında hiç tanımadığım kişilere sorular sordum. Sonuç yorgunluktu. Ama yolculuğun en güzel kısmını yaşamıştım; kendimle konuşacak fırsatı bana vermişti... Bu yüzden otobüste-minibüste gazete okuyanlarbenden hiç bir rahatsız olmaz. Tabi bu rahatlıklarını da hiçbir zaman dile getirmezler... Böyle de vefasız bu yolcular.

- - - - - - - - - - - - - - - - -

Geri dönüşü olmayan değişiklikler yaşadıklarım(ız). İşte bu "öğrenme" olsa gerek. Neden keyif aldığımızı öğrenmek. "Keyif" çok da doğru bir kelime değil, daha da yanlış bir kelime kullanırsam rahatsız olmamak" derdim. Nelerden rahatsız olmuyorum ve neler benim normlarım içinde... ne de egoist!