yerinden çıkan kelimeler
yıllardır orda duran, biriken, eskiyen, yosun tutan ya da şarap gibi değerlenen kelimeler... vardır. onlar bahtiyardır, kalenderdir, kendini bilendir, dertten anlayandır. içeridedir. karanlık dehlizde, gözleri kör bir biçimde büyürler, dal budak verirler, zihinden yayılırlar bedenin farklı yerlerine; elleri ayakları dolaştırırlar örneğin, ya da dili dolaştırırlar, gözleri kaçırtırlar.
en önemlisi acı verirler, acıyla büyürler ve büyütürler, acıyla beslenir ve onu ürün olarak verirler. kelimeler biriktikçe, acıyla yaşamayı öğrenirsiniz; acının ilham vericiliğini keşfedersiniz. onları her seferinde kafanızda yeniden kurup, yeniden can suyu dökersiniz köklerine, zamanla onlar sizin kökünüze kibritsuyu dökerken...
onları yerinden çıkartabilmek ne güçtür!
ama çıkarlar. sizi baştan çıkartırlar bir gün. gün gelir parça parça kusulur öfke. zamanı mıdır, yeri midir, bilinmez. ama çıkarlar. artık onlarsız olmayı da öğrenmelisinizdir. onlar artık sizin içinizde değil, karşıdakinin zihninidedir, ya da ortalıktadiır, bir nesneye yapışır ve an gelir karşılaşılır, o anı hatırlatır.
merak etmeyin, onları özlemezsiniz. çünkü onlardan üretmeyi öğrenmişsinizdir artık içinizde.
1 yorum:
Cemal Süreya'nın bir şiiri vardı, iki şey diyordu... hatırlayamadım. sanırım adı "bun" idi. Esti işte...
Yorum Gönder
<< Home